yasaklayıcı zihniyet

stadda grup pankartlarını yasaklayan yönetimin tez zamanda bedava dağıttığı biletlere ve sponsorlara verilen biletlere son vermesini umut ediyoruz.evet grup pankartları tribün kültürünü baltalıyordu. beşiktaş için söz ifade içeren pankartlar gitgide kayboluyor, bu grup pankartları yüzünden kendine tribünde yer bulamıyordu.yönetimi daha önce de bu icraatından ötürü kutlamıştık buradan kendimizce.şimdi bir diğer talebimiz var:bedava biletlere ve sponsor…

Kısa Bir Hatırlatma!

Bazı şeylerin üstü kapatılmaya çalışılıyor sanki.Küfürün hesabı sorulacak,tabi ki sorulması gerekiyorsa.Ancak önce şuçlularının apaçık belli olduğu olaylarda,ne bir gözaltı ne de bir ifade alındığını duyduk.Sayın Emniyet Müdürümüzün küfüre gösterdiği hassasiyeti bunada göstermesini diliyoruz.Gereğini yapıcaz diyenlere,yanıbaşlarında bu olaylar olurken,arkalarına döndüklerini hatırlatmak isteriz.Hesap sorulacaksa ilk önce bu olaydan başlansın!

Forza’da Veda Busesi

seneler önce, sadece üniversitelerde varken, henüz aklımız da ermezken ne olduğuna ne işe yaradığına; ve tam da o sıralar dünyayı sarsacak bir tehdit olarak görülürken internet; hızla sardı nesilleri, insanları.internet’in kullanımı yeni yeni gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlarken kuruldu forza. bir site, bir forum. taraftarın, beşiktaş taraftarının her kesimine kapısı açık olan, herkesi buyur eden, herkesi…

Temizlesene…

Üçlüyle birlikte maç başlamak üzere… 1………… 2…………. 3……….. BEŞİKTAŞ! Yarıda kesiliyor sesim; içimden gelmiyor bağırmak. Kulağımda üç hafta önceden kalma bir ses çınlıyor sürekli: ‘fenerli miyiz biz a… k…’. Gözümün önünde alttan üste doğru koşan, beyazlılara saldıran kırmızılılar; yanımda biri bağırıyor: ‘ben bu tribün için ölürüm!’, bu kareler birbirinin içine karışırcasına bir hızla akıp gidiyor…

Temizlesene…

Üçlüyle birlikte maç başlamak üzere… 1………… 2…………. 3……….. BEŞİKTAŞ! Yarıda kesiliyor sesim; içimden gelmiyor bağırmak. Kulağımda üç hafta önceden kalma bir ses çınlıyor sürekli: ‘fenerli miyiz biz a… k…’. Gözümün önünde alttan üste doğru koşan, beyazlılara saldıran kırmızılılar; yanımda biri bağırıyor: ‘ben bu tribün için ölürüm!’, bu kareler birbirinin içine karışırcasına bir hızla akıp gidiyor…

Yine yeni yeniden umut…

Ne bir heves. Ne bir tutku. Beşiktaşım anlatılmaz bir sevgi bu. Tapıyoruz. Seviyoruz. Aşkından kahrolduk biz geberiyoruz. Aşktan gözümüz kör olmuştu belki de. Fark edememiştik çatlakları. Çatlaklardan sızan saçmalıkları… Belki de aşkın saflığına fazlaca kaptırmıştık kendimizi. Herkes eşdeğerdi bizim için. Bir çeşit tabu oluşturmuştuk belki de: Beşiktaşlılık sorgulanmazdı özeleştiriler dışında. Her bir birey tıpkı bizim…

Çarşı Sansürü

bu orjinal resmimizdi, şimdi de KartalCell reklamında yer alan görüntüye bakıyoruz (sayın dingaz’ın dikkatiyle): iki resim arasındaki sansür farkını görebildiniz mi?çarşı pankartının nereye gittiğini görebildiniz mi?işine gelince taraftarıyla övünen zihniyetin, taraftarını nasıl da iki kalemde silebildiğini görebildiniz mi?dün varolanın bugün yok olabileceğini farkedebildiniz mi?direkler arasından kutuya tıkıştırılan taraftarın, yasaklanan ve maçlara alınmayan taraftarın, müşteri olarak…

Replik ( Cevaba Cevap)

Hürriyet Gazetesinde yer alan röportajdan alıntılarla bizim bildiğimiz yaşadığımız gerçekler alt alta gelsin bakalım… Son mali kurulda, görevli kartıyla görüntüleriniz var. Bunun için neler söyleyeceksiniz?. Orada da : hiçbir şey yok ki. Ben bunu anlamadım. Bir linç politikası gibi üzerimize geliniyor. Ben orada misafirdim. Ve hiç bir hareketim olmadı benim orada. BMTB: Biz de genel…

Replik ( Cevaba Cevap)

Hürriyet Gazetesinde yer alan röportajdan alıntılarla bizim bildiğimiz yaşadığımız gerçekler alt alta gelsin bakalım… Son mali kurulda, görevli kartıyla görüntüleriniz var. Bunun için neler söyleyeceksiniz?. Orada da : hiçbir şey yok ki. Ben bunu anlamadım. Bir linç politikası gibi üzerimize geliniyor. Ben orada misafirdim. Ve hiç bir hareketim olmadı benim orada. BMTB: Biz de genel…